Arama

17 Haziran 2013 Pazartesi

1950'ler v.s 2010'larda Siyasi Yönetim Tarzı..




           Mayıs ayı sonunda başlayan park eylemlerinde bugün itibari ile 21.gün..Bir çok değişik şeyler oldu saflar tutuldu..Aslında bir çok kişinin ne tarafta olduğu apaçık ortaya çıktı..Ben bugün bunlardan bahsetmeyeceğim herkes nasılsa bir yerinden tutarak konuşuyor..Ben iki söze takıldım ve bunlar üzerinden gideceğim bu yazıda..Birincisi başbakanın söylediği " bize dış güçlerin oynadığı oyun" ikincisi ise yine başbakanın söylediği " Adnan Menderes sessiz kaldı da ne oldu,astılar"..Bu konulardan bahsedelim biraz ki aslında dış güçlerin bu ülkeye aslında ne zaman ve hangi fikrin çatısı altında tamamen girdiğini görmüş olalım..

        46 yılının sert bir kış günü Ocak ayının 7'sinde bir parti kuruldu merkez sağda..İsmine Demokrat Parti denildi..Asıl kurucuları ise Refik Koraltan-Adnan Menderes-Celal Bayar ve Fuad Köprülü oldu..Kuruluş mottosu ise Chp'nin altı ok solunda bir partiyiz oldu..Buralar işin hikaye boyutu..Bu parti kurulduktan 6.5 ay sonra bir seçim yapıldı ülkede ve Demokrat Parti ilk seçiminde 62 milletvekili çıkararak 396 milletvekili çıkaran Chp'nin ardından ikinci olup muhalef partisi oldu..Ve ilk işlerinden birisi ülkede ki bir çok insana "seçimin hileli olduğunu" söylemek oldu..Bu süre zarfında CHP ile bir çok konuda ters düşerek muhalefetliğin gereğini yapmaya başladı..Yıl 48 oldu ve partiden ayrılan Fevzi Çakmak ve Osman Bölükbaşı Millet partisini kurdu..Bu süreçten sonra 1950 yılı geldi çattı ve seçimler oldu..408 milletvekili çıkardı Demokrata Parti ve Chp egemenliğine son verdi..İşte benim yazımın dış güçler bağlantısı ve Adnan Menderes neler yaptı kısmı da bu kısımdan sonra başlıyor..

      Seçim sonuçlarına göre Cumhurbaşkanı Celal Bayar,başbakan Adnan Menderes,meclis başkanı ise Refik Koraltan oldu..
     Yapılan ilk işlem 6 haziran itibari ile Genelkurmay başkanı dahil olmak üzere bir çok generali görevinden aldı..Alma nedeni de genel olarak "bize karşı bir darbe yapılma olasılığı" oldu..İkinci icraat ise biraz daha ilginçti on gün sonra bir kararla 32 yılından beri Türkçe olarak okunan ezanı arapça da okunabilir olarak değiştirdi..Bunu yaparken Türkçe ezan okunmasına bir baskı yapmadı sözde ama genelgeler ve ağzıdan ağıza baskılarla camilerde ezan arapçaya dönmeye başladı sadece..
                                           




         7 Temmuz 1950'ye geldik..İşte tarihi günlerden birisi Türkiye kuruluş tarhininden bu yana ilk kez Dünya Banka'sından 16 milyon 400 bin dolar kredi almış oldu..Ve bu parayı almak için günlerde uğraşıldı..Para ödenmesi kabul edildikten sadece iki gün sonra Amerika önderliğinde birleşmiş milletler Türkiye'yi Kuzey Kore'ye karşı Güney Kore'nin yanında savaşa çağırdı..


        Bu olaylardan sonra sırasıyla olan şeyleri alt alta yazayım..

       28 Temmuz - Türkiye Barışseveler birliğinin Kore'Ye asker gönderilmesin diye bildiriler dağıtması üzerine cemiyet başkanı ve yardımcı tutklandı ve cemiyet kapatıldı..
       25 Eylül - Başlarında Tahsin Yazıcı olan 4500 Türk askeri hiçbir TBMM kararı olmadan ve masrafları BM tarafından ödenmeyecek şekilde Kore'de hiç alakamız olmayan bir savaşa gönderildi..Tarihe not düşülen bir gündür çünkü tarihte Nato'ya bir iki kez başvuru yapıp bizi, almadıklarından dolayı batıya yalakalanmak adına Türk askerinin ilk kez pazarlık malzemesi olarak kullanılmasıdır..

    12 Aralık - Devlet organları ani bir kararla CHP Genel merkez binasına  el koydu ve binanın Hazine'ye geçmesini istedi..

  Geldik 1951 yılına,ülkeye hızlıca ve sert kararlarla giren DP değişik ve toplumu gerecek ayrışmalara yol açacak kararlarına devam etti..

   02 Şubat 1951- Dünyaca ünlü Rus yazarların kitaplarının okul ve dershane kütüphanelerinden kaldırılması kararı alındı mili eğitim tarafından..
   12 Mart - Konya'da DP il kongresi yapıldı..Ve hükümete sunulan öneri ile "fes,çarşaf ve arap harflerinin serbest bırakılması konusunda fikir birliği yapıldı..
   Bu olaydan tam bir gün sonra ise DP İzmir belediye başkanı Rauf bey yaptığı açıklamada,İsmet İnönü'nün sınır dışı edilmesi gerektiğini söyledi..
   22-25 Mart - Milli Eğitim bakanı kendi ağzından yaptığı açıklamada ülkedeki okullarda görev yapan Sol kökenli öğretmenlerin tasfiye işlemlerinin devam ettiği ve bu konuda takipte olduklarını belirtti..

  03 Mayıs- DP meclis grubunda alınan karar ile okullarda Din eğitimilerinin çok daha fazla genişletilmesi için işlemlere başlanacağı belirtildi..
  Mayıs ayının ortalarında ise birden başbakan Menderes sendikaların,odaların,halkevlerinin birer faşist ve komünist yuvalanmalar olduğunu belirterek,buraları kendi çıkaracağı bir yasayla kontrole alacağını söyledi..

  22 Haziran- İstanbulda şuan Beşiktaş'ın maçlarını oynadığı İnönü stadının adını bir karara başvurulmadan Mithatpaşa stadı olarak değiştirilmesi istendi..

  01 Temmuz olayları- Ülkenin çeşitli şehirlerinde Atatürk büst ve posterlerine yapılan saldırılara sessiz kalmasından dolayı Adnan Menderes aleyhinde bir çok protesto gösterisi düzenlendi..Bunun üzerine hükümet bir Atatürk kanunu çıkardı..

  02 Ağustos - Ülkeye girmek isteyen yabancı sermayeye teşvik ettirici kanun çıkarıldı..
   Eylül sonlarında ise bakıldı ki tam dış güçlerin istediği gibi yönetiliyor ülke birden Nato'ya üyelik konusunda çağrı yapıldı ve iki gün içinde üyeliği kabul edildi..

  24-25-26 Ekim - Türkiye Komünist Partisine sabaha karşı operasyonlar düzenlenip bir çok insan tutuklandı..
   04 Kasım- İlkokul müfredatına zorunlu din dersi konuldu..
 
  İşte önemli yıllardan biri olan 52 yılına geldik..Daha hemen bu yılın başında Türkiye'nin belkide halen şuan büyük sıkıntısını çektiği askeriyeye Abd yönetimi tarafından 58 milyon dolar Marshall planlarına uygun olarak yardımda bulunuldu..
   Kısa zaman sonra ise Kore'de 35 subay,45 astsubay ve 1250'den fazla erin şehit olduğu haberi verildi..

   Şubat sonunda Nato'ya kabul edilme adı altında ülkenin bir çok yerinde Abd üstleri kurulmaya başlandı..

  05 Nisan - Türkiye'de şuanda da bulunan bir Fener-Rum Patrikhanesi vardır..Bu Patrikhanenin Lozan antlaşması gereğince başındaki insan TC vatandaşı olmak zorunda idi..Ama ne olduysa ABD Athenagoras'ı Türkiyeye Patrikhane'nin başına yolladı. ve bu yasayı deldi..Buna Adnan Menderes sesini çıkarmadan yeni patriğin elini öptü..

    Bu kadar can kaybından sonra bir kıyakta BM yaptı ve ülkeyi bünyesine kattı..Yani ölen maehmetçikler pazarlık malzemesi olarak görevlerini yerine getirmişti..
    Bu sırada çok ilginç bir olay oldu ve CHP başkanı İsmet İnönü Balıkesir'e gitmek ve partililerle konuşmak istedi. Ama dönemin valisi kent girişinde "şehire girmeyin büyük olaylar çıkabilir,sizi koruyamayabiliriz ve olacaklardan sorumlu değiliz" gibi bir açıklama yaptı..
    
    1952 yılının sonlarına doğru-  Marshall planları kapsamında petrollerimizin işletimi konusunda ilk anlaşmalar Abd şirketleri ile yapılmaya başlandı..
  
    53 yılına girdiğimizde ise ülkede birden zam dalgaları yükselmeye başladı kiralara,elektriğe yiyecek giyim konularında ki bir çok şeye zamlar gündemi sürekli meşgul etti..

  8 Temmuz - DP'den ayrılan Osman Bölükbaşı'nın kurduğu parti irtica faaliyetleri gerekçe gösterilip kapatıldı..Hemen akabinde ise Profesör ünvanı olan insanların politika ile uğraşmalarını yasaklayan kanun çıkarıldı..
  
     53 yılının sonuna doğru ise hükümet bu sefer muhalefette olan bir diğer parti Chp'nin tüm mal varlıklarının hazineye devrolmasını sağlayacak yeni bir yasa çıkardı..
                                       
                 

         Basına olan sert tutum daha da sertleşti ve baskı iyice arttı..Ulus gazetesine el konuldu..
Akabinde 6234 sayılı yasa ile ülke genelinde ki tüm Köy Enstitüleri kapatıldı..

    7 Mart- Dünya tarihinde az görülecek bir şekilde yeni bir petrol yasası çıkarmak için hazırlıklara başlanıldı..İlginç olan kısım ise yabancı olan Max Ball isimli bir yargı mensubunun hazırladığı bu yasa mecliste kabul edildi..
    Bu yasanın yürülüğe girmesinden sonra sert tepkilerin olduğu basını susturmak için Basın Yasası adı altında demokrasi ile uzaktan yakından alakası olmayan bir yasa mecliste kabul edildi..
    Bir hafta sonrasında ise Adnan Menderes öz yeğenini Chp'ye geçtiği için tutuklattı..

   18 Nisan 1954 - Seçim konuşması için Mersin'e gelen İnönü DP'lilerin saldırısı sonucu şehiri terketmek zorunda kaldı..
   02 Mayıs- Yeni sçeimler yapıldı ve DP 503 milletvekili ile tekrar iktidar oldu..

    30 Mayıs - Türkiye siyasi tarihinde bir ibret olacak olay yaşandı ve Muhalefet lideri Osman Bölükbaşı'yı seçen Kırşehir ili ilçeye dönüştürüldü ve daha da ileri gidilerek il topraklarında ki bazı ilçeleri alınıp yeni bir Nevşehir ili kuruldu..Bununla yetinilmedi Chp'ye destek veren Malatya ilinin ise dört ilçesi alınarak Adıyaman isimli yeni bir il kuruldu..

  Seçimlerden sonra ki ilk icraat devlet içinde yapılanmak amacı ile 60 yaşı doldurmuş ve 25 yılını doldurmuş hakim savcı ve profesörlere emeklilik kanununu çıkardı..Bununla yetinilmedi ve Memur Tasfiye yasası ile istenildiği zaman işten el çektirme ve emekli edebilme hakkı devlete tanındı..

   İktidarın 2.döneminde Millet ve Ulus gazeteleri sahipleri yazarları birer birer hapis veya para cezasına çarptırılmaya başlandı..En önemli konu ise 80 yaşında bir yazarın yazılarından dolayı 2 yıl hapse mahkum edilmesi oldu..Akis dergisi sahibi C.Arcayürek tutuklandı..

 55 yılında ise muhalefet partisi Chp'nin bazı il kongrelerinde polis baskınları olmaya başladı..Bu durumlar sonunda genel sekreter Kasım Gülek Karadenizde tutuklandı..

  06 Eylül 1955- Sonradan Dp'nin tezgahladığı bir oyun olduğu ortaya çıkan İstanbul Eskpres gazetesinde Atatürk'ün evi bombalandı haberi çıktı..Bu haber üzerine Taksmi meydanı başlangıçlı bir çok olay çıktı ve tüm ülkeye yayıldı..Rumlara karşı büyük bir kin çıktı ve evleri işyerleri yağmaya başlandı..Bunun üzerine Ankara-İstanbul ve İzmir'de sıkıyönetim ilan edildi..Hükümet bundan sonra kendi tertibi olan bu olayı kullanıp muhalefetin üzerine atarak dış güçlerle birlik oldular diyerek mağdur edildiği söylemlerine başladı..Bir çok komünist ve marjinal olaeak bilinen olayları körüklediği gerekçesi ile tutuklanmaya başaldı..Posta gazetesi kapatıldı..Ulus gazetesi süresiz,Hergün Hürriyet ve Tercüman gazeteleri onbeş gün süreyle ceza aldı..DP'de bazı milletvekilleri muhalefet yaptıkları gerekçesi ile partiden atıldı..

 56 yılının başlarında Adnan Menderes muhalefeti " siyasi sapıklık,sahte ihtillacilik,adilik alçak iftiracılık ve yurt dışı güçlerle birlik olmakla" suçladı..Bunu  basına uyguladığı baskıları iyice sertleştirerek perçinledi..Halk gazetesi toplatıldı..

 28 Eylül 1956- İstanbulda Maliye onbinden fazla arsa ve bine yakın binayı satışa çıkardı..

17 Nisan 1957- Atatürk Orman Çiftliği arazisi üzerinde satış yapılmasını sağlayacak yasa kabul edildi..Şuan yağması devam eden AOÇ arazilerinin çok az bir kısmı hazinede bulunmaktadır..Yağma ise halen devam etmektedir..

 6 Mayıs - Bir çok büyük ilde işçi sendikaları kapatıldı..
30 Haziran'da ise Kırşehir tekrar il oldu fakat Osman Bölükbaşı tutuklanması koşulu ile..


 Adnan Menderes bir çok konuşmasında camilerden bahsetmeye başladı..15.000 cami yaptığını anlattı,yetmedi ikinci Mekke İstanbul olacak,Eyüp Sultan ise ikinci Kabe olacak gibi din istismarlarına hız verdi..Bu açıklamalar sonunda genel seçimler oldu ve Dp 100 milletvekili eksiği ile ülke başına tekrar geldi..Ama özellikle Gaziantep'te yaşananlar bu seçimin şaibeli olduğunu yıllarca konuşturdu..

  Yeni seçim ile meclisin ilk gününe çıkacak olan DP iktidarı,halk korkusundan şehirin bir çok yerineve meclis önüne askeri tankları koruma olarak koydurttu..
  30 nisan günü ise  ilk kez bir et problemi yaşandı ülkede ve Yeni Zellanda'dan yüklü et ihracatı başladı hükümet tarafından..

 Mayıs ayında Milliyet gazetesinin de ceza alması ile ülkede hükümete yakın bir iki gazete dışında ceza almayan gazete ve dergi kalmamış oldu..

 Amerika bu dönemlerde ortadoğu bahanesi ile İncirlik üssüne binlerce askerini indirdi ve nükleer silahlar bulunan uçakları getirdi..

 02 Ağustos 1958- Develüasyon! dolar 2.80'den 9 liraya çıktı..Cumhuriyet tarihinde bir ilkti bu..IMF Türkiyeye 250 milyon dolar kredi verdi..

 Adnan Menderes muhalefeti "idamlardan biraz ders alsınlar" diyerek tehdit etti..Bununla yetinmedi ve Chp'nin parti olmadığını İnönü'nün ülkeyi terk etmesi gerektiğini belirtti..Buna karşı olarak İnönü ise " o idamlarda kimin olacağı belli olmaz" diyerek " Demokrasiyi bitirmeye DP başkanının gücü yetmeyecektir" dedi..

   Bu cevapların karşısında ise Adnan Menderes muhalefetin kin ve nefretine karşı bir "Vatan Cephesi" kurmayı istedi..Kendi görüşlerini benimseyen her vatandaşın vatansever olarak kabul ettiği bir uygulamayı başlattı..Bu olaydan sonra toplumda ayrışmaların çok hızlandığı gözlendi..Özellikle Adnan Menderes yapıcı bir tutum göstermeyerek bu cepheye katılanların isimlerini devlet radyosunda her gün okutturuyor ve onları vatansever katılmayanları ise vatan hainliği ile özdeşleştiriyordu..Bu plan çevresinde ise istedikleri oluyor ve ülke ayrışıyordu..DP ve CHP'liler kahvelerini dahi ayrı kurmaya başladılar..Bu sırada Zile'de bir olay patlak verdi..İnönü Zile'de halkla görüşmek için bu ilçeye gitti fakat kaymakam halka sokağa çıkma yasağı koydu..Bunun üzerine ise halk polisle çatışmaya başladı..Basınçlı su jop dipçik ve ilk kez göz yaşartıcı bomba kullanıldı halka karşı..

  Bir süre sonra Abd ile ilginç bir anlaşma imzalandı..İç işlerinde veya dış işlerinde ülkeye karşı bir saldırı olursa askeriyeye de başvurup iktidara yardım edebilecekti Abd..Bu ilk bakışta yurt dışı saldırıları gibi algılandı ama sonradan Irak'ta ki gibi bir iç halk ayaklanmasında da iktidara yardım etme anlaşması olduğu anlaşıldı..

 Bu sıralarda İnönü Uşak'ı ziyarete gitti..Kurtuluş savaşında karargah olarak kullanılan evi ziyaret etmek istedi fakat vali buna izin vermek istemedi..Yasadışı olan bu uygulamayı yapmak istemeyen polis ve jandarma görevlileri görevinden alındı..Polisin hükümet yanlısı bazı birimleri isyan eden halkı göz yaşartıcı gaz ile dağıtmaya başladı..Bu da yetmedi ve nereden emir verildiği belli olmayan bir şekilde DP'li partizanlar polisin göz yumması ile Uşak şehrine getirildi..Bu partizanlar Chp heyetine saldırdı ve halka korku vermek için herşeyi yaptı..Uşak'tan İzmir'e geçen İnönü'yü karşılamak isteyen halka tekrar polis ve jandarma sert müdahalede bulundu ama bu sefer yayın yasağı getirildi..

 Bu şekilde ilginç olaylar devam ederken,Vatan-Yeni gün-Ulus-İzmir Demokrat gibi gazeteler sürekli cezalara maruz bırakıldı..

 05 Ocak 1960- Tarsus'a giden Adnan Menderes birden elinde 5 yaşında bir çocukla bir bıçak olan adamın önünü kesmesi ile durdu..Ali isimli bu kişi " uçak kazasından kurtuldunuz bu yüzden size oğlumu kurban edeceğim " diyerek ona olan sevgisini göstermek istedi..Son anda engellendi..

 25 Şubat 1960- Mehmet Barlas'ın babası Chp'li Sait Barlas 10 ay hapis cezasına mahkum edildi..

 Mart-Nisan 1960 ise demokrasi adına değişik şeylerin yaşandığı zamanlar olarak kaydedildi..Gitmek istediği Kayseri Ankara gibi bir çok miting alanına varmadan yolları sürekli olarak askerler tarafından kesildi muhalefet partilerinin..Tamamen muhalefete karşı sert bir tavır vardı..Bu tarz askeri müdahaleleri anlamsız bulan bir çok komutan görevinden istifa etti fakat rttikleri andan itibaren tutuklanıp cezaevlerine konuldu..

  Başta Tranzon-Ankara olmak üzere yeni üsler açmaya devam ediyordu bu süre içinde Abd Türkiye topraklarında..

 12 Nisan 1960 - Meclis'te hükümet 15 kişiden oluşan muhalefeti ve olayları düzeltmesi için tüm meclis polis ve askerin neredeyse tüm yetkilerini elinde bulunduran bir tahkikat komisyonunu kurmaya başladı..Bu komisyon o kadar güçlü idi ki,gazeteleri dergileri dernekleri ve siyasi partileri verdikleri bir kaç kararla kapatma gücüne sahipti..Bunun üzerine başta İstanbul Üniversitesi olmak üzere bir çok okulda polisle öğrenciler çatışmaya başladı..Turan Emeksiz isimli öğrenci polis kurşunu ile öldürüldü..Olaylar daha da arttı..Sirkeci'den yürüyen gençler Taksim tarafına geçmesinler diye köprüler açıldı ve geçiş engellendi..Olaylar tüm şehirlerde büyümeye başladı ve emekli olmaya hazırlanan Geenlkurmay başkanı Cemal Gürsel hükümeti uyardı..

05 Mayıs- Bu olaylara karşı hükümette kendi parti destekçilerini miting için Ankarada toplamak istedi..Yani hem iktidar yandaşları,hem muhalif yandaşlar aynı anda aynı şehirde olacaklardı..Tehlikeli bir kumar olmasına rağmen bunu yapmaktan kaçınmadı Adnana Menderes yönetimi..

 16 Mayıs- Milli Eğitim bakanlığı 19 Mayıs gösterilerini yasakladığını açıkladı..

  Hükümet meclisin kapanmasına kısa süre kalana kadar bir çok gazeteyi kapattı ve yürüyüşler yapan bir çok vatandaş öğrenci ve harp akademisi öğrencisini tutuklattı..

 27 MAYIS - O gün geldi ve olaylardan dolayı Genelkurmay yönetime el koydu..Yeni anayasa kurumuna başlandı ve Celal Bayar istifa etti..Bir çok DP'li gözaltına alındı..Sonraki soruşturmalarda yurt dışından alınan bir çok destek ve Abd planları ortaya çıkarıldı Dp'nin..


      Şimdi bu kadar şey yazdım..Bir ülkede darbe çok kötü bir durumdur..Demokrasi ile yönetilen ülkelerde darbe tamamen bir hastalıktır..Bunun altını çizelim..Bir de bir hükümet her türlü şeyi yasaklamaya çalışıp her türlü özgürlüğü ayaklar altına almaya çalışıp,demokrasi altında demokrasiye ters bir çok oluşumda bulunuyorsa halkın tepkisi normaldir..

     Yıl 1946-1960 arasını anlattım bir çok yönüyle aradan geçen 50 küsür seneye bakıp şuan yaşananlarla olan benzerlikleri veya planları kendi kendine çözmek sizin elinizde..
   
      Herkese iyi,özgür ve güçlü bir ülke dileklerimle,okuduğunuz için teşekkür ederim..Sevgiler!

    ( Not: Tarihler ve olayların kronolojisinin gerçekliği için Resmi gazete veya kayıtlı tüm bilgi depolarına bakabilirsiniz.. )